Beynimiz, duygularımızı işleyen ve yöneten bir merkez olan amigdala sayesinde duygusal açıdan yoğun anıları daha güçlü bir şekilde kaydeder. Yaşadığımız olay ne kadar derin bir duygusal etki bırakmışsa, o anıyı hatırlama olasılığımız da o kadar artar. Bu durum, beynimizin duygusal hafızayı işleme biçimiyle doğrudan ilgilidir. Geçmişe dair düşüncelerimiz genellikle bir duygusal yük taşır. Bu yüzden geçtiğimiz hafta yediğimiz akşam yemeğini hatırlamakta zorlanırken, yıllar önce birinin bize söylediği bir sözü, attığı bir bakışı ya da yaptığı bir davranışı dün yaşanmış gibi net hatırlayabiliriz. Çünkü sıradan bir akşam yemeği bizi yalnızca o an doyurmuş ya da kısa bir süreliğine iyi hissettirmiştir. Ancak duygularımızı harekete geçiren olaylar – örneğin bir tartışma, mutlulukla aldığımız bir haber, hüzünle dökülen bir gözyaşı ya da kahkahalarla dolu bir an – beynimizin duygusal hafıza merkezinde çok daha derin izler bırakır.
Geçmişe takılmadan bugünü yaşamak bazen bilinçli bir çaba gerektirir. Psikoterapilerin bu konuda payı ve etkisi çok büyük olsa da günlük yaşamımızda da bazı basit adımlarla zihnimizi bugünde tutabiliriz.
Plansız bir gün, zihni oradan oraya savurur ve geçmişe yolculuk yapmayı kolaylaştırır. Basit planlar bile büyük fark yaratabilir. Örneğin:
Kahvaltıda ne yiyeceğinizi planlamak ve belki bunun için kısa bir market alışverişine çıkmak,
Evde yapılacak işleri listeleyip tamamladıkça üzerini çizmek,
Dışarı çıkma planı yaparken giyeceğiniz kıyafetlere zihninizde değil, dolabınızın önünde karar vermek gibi basit ama etkili adımlar, bugünde kalmanıza yardımcı olur.
Egzersiz, zihni sakinleştirmede sıklıkla işitilen ancak yeterince önemsenmeyen güçlü bir araçtır. Gün içinde kısa bir yürüyüş yapmak, evde 15-20 dakikalık bir egzersiz rutini oluşturmak, meditasyon yapmak ya da sevdiğiniz bir şarkıyla ayna karşısında dans etmek bile büyük fark yaratabilir. Hareket etmek, zihni kontrol etmek ve geçmişe takılmayı önlemek için etkili bir yöntemdir.
Bize iyi gelen insanlarla bir arada olmak veya keyif aldığımız etkinliklere katılmak, zihin yükümüzü hafifletir. Güzel bir yemek planı yapmak, bir arkadaşınızla kahve içmek, tiyatroya, sinemaya veya bir konsere gitmek, doğada vakit geçirmek ya da grup aktivitelerine katılmak zihninizi olumlu anlamda meşgul eder ve rahatlatır.
Meşgul bir zihin, geçmişle daha az ilgilenir. Boşluklarınızı size iyi gelecek şeylerle doldurup olumsuzluk döngüsünü kırmayı denemeye bir yerden başlayabilirsiniz.