Tween (Betwixt and between) dönemi, çocukların çocukluk ve ergenlik yıllarının arasında bir yeri işaret eden, “ne biri ne diğeri” anlamına gelen yaklaşık 9-13 yaş aralığını kapsıyor. Çocuğumuz zaman zaman bildiğimiz, alıştığımız çocuksu davranışları sergilerken zaman zaman hiç deneyimlemediğimiz, gözlemlemediğimiz hırçınlıkları, karşı gelmeleri ile bize kafa tutuyor. Birkaç ay öncesine kadar bakışından, duruşundan neler hissettiğini, ne istediğini anladığımız çocuklarımızın değişen zevklerine ve tercihlerine yetişmeye çalışırken adımlarımız yetersiz kalabiliyor. Odasının kapısını kapatıp dünya ile tek bağlantısını telefonu üzerinden sağlayan çocuğumuz bir gün sonra internet paketi bittiği için gözyaşlarına boğulabiliyor ve anne babalara içinden “Ne büyümesi? Sen hala çocuksun.” dedirtebiliyor.
Peki Tween Dönemi Çocukları Ne Bekliyor?
Bu sorunun en basit ve yalın cevabı “Özerklik.” Kendini keşfetmeye, yeni ilgi alanları bulmaya ve çevresindekileri sorgulamaya başlayan çocuk “Sözü geçen” olmak istiyor. İstediği saatte yatmak, istediği zaman ödevlerini bitirmek, istediği arkadaşları ile görüşmek, istediği şeyi yemek, istediği şeyi giymek istiyor. İstiyor da istiyor! Peki en çok ne istiyor? Anlaşılmak… “Beni anlamıyorsun.” diyen çocuğu beraber ele alalım. Neyi anlamıyor olabiliriz?
Uzun bir araba yolculuğuna çıktığımızı düşünelim. Şoför biziz. Yan koltuğumuzda co-pilot. Haritadan yolu takip ediyor. Müziği ayarlıyor. Bizi uyanık tutmak için arada sohbet ediyor. Su veriyor. İhtiyacımızı soruyor. Şoför olarak işimizi epeyce kolaylaştırıyor. Peki bir de şu co-pilota bakalım. Hızımızla ilgili yorumlar yapıyor. Şerit değiştirmemiz için önerilerde bulunuyor. Öndeki arabaya çok yaklaştığımızı, hangi benzincide durmamız gerektiğini, yer yer yavaşlamamız, yer yer hızlanmamız gerektiğini söylüyor. Arabayı biz değil o kullanıyor! Yardımcı olduğunu sanıyor fakat fena halde yanılıyor… İşte ergenlik dönemine giren çocuklarımız da artık direksiyonun başına geçmek ve bu uzun yolculukta kendi yollarından gitmek istiyorlar. Co-pilota tabi ki ihtiyaç duyuyorlar. Rehberlik edilmesine, fikir almaya, önerilere her zaman açıklar. Ancak kendi fikirleri sorulsun, karar kısmı kendilerine bırakılsın istiyorlar. Yani yolun sonunda arabayı kendi istedikleri yere park etmek istiyorlar.
Hangi Alanlarda Çocuklarımıza Karar Hakkı Sunalım? Hangi Alanlarda Müdahalede Bulunalım?
Ergenlik dönemindeki çocukların kırmızı çizgileri kendi odaları ve bedenleridir. İşleri iyice sarpa sarmak istiyorsak, mahrem alan ihtiyacı oluşmaya başlayan çocuğun odasına ait müdahalede bulunalım. Giydiği kıyafetlere yorum yapalım. Ne zaman banyo yapması gerektiğini söyleyip günlerdir yıkanmadığı için onu zorla banyoya sokalım. Arkadaşları ile mesajlaştığı esnada telefonunu elinden alıp üstüne bir de ceza verelim. Peki çatışmalardan uzak, huzurlu bir ev ortamı sağlamak, çocuğumuzun beden ve zihin gelişimine olumlu katkılarda bulunabilmek için neler yapalım? Ona ait bu iki temel konuda –bedeni ve odası- ona özgürlük tanıyalım. Odasını toplamayan çocuğumuzun odasına girip eşyalarını toplamak yerine eşyalarının bu şekilde kaybolabileceğini, sonra ararken epeyce zorlanabileceğini ve bulamadığı noktada kendisine yardımcı olamayacağımızı çünkü bu alanın onun odası olduğunu söyleyelim. Yıkanmak istemeyen çocuğumuza, yaş grup özelliklerine göre bedenindeki değişimleri ve bu hormonal değişimlerin sonucunda vücudunda oluşabilecek kokuları, bu durumun da çevresindeki insanlar tarafından fark edilebileceğini ve kendisini kötü hissedebileceğini söyleyelim. Okul sorumluluklarını yapmakta zorlanan çocuğumuza “ödevlerini bitir.” demek yerine öncesinde okul ile ilgili sohbet edip sonrasında “Bugün okul ile ilgili yapman gereken şeyler var mı? Ne zaman yapmayı planlıyorsun? Sana hatırlatmamı ya da zorlandığın yerlerde yardımcı olmamı ister misin?” şeklinde kararı ona bırakacağımız sorular yönlendirelim.
Kendi hayatının sorumluluğunu ona bırakalım.